Neden bu yöneticiler bu kadar geri kafalı?
Bu yazı dijital pazarlama sektöründe çalışan bir danışman olarak benim şahsi isyanlarımı yansıtmaktadır.
Mutlaka siz de fark etmişsinizdir ya da siz de o vizyon yoksunu yöneticilerden birisi olabilirsiniz. Neyden mi bahsediyorum? Milyon dolarlık pazarlama bütçeleri olmasına rağmen hala sosyal medyadan uzak duran yöneticilerden ve markalardan bahsediyorum. Kendileri sosyal medyanın gereksiz olduğunu ya da önemli olduğunu ama kendi markalarına uymadıklarını söyleyerek kendilerini kandırmayı başarmış. Öncelikle bu şekilde içsel rahatlamanın sırlarını mutlaka sizlerden öğrenmek isterim. Siz vizyon yoksunu markalara ve liderlere her fırsatta yazılarımda sataşmaya devam edecek olmamı üzelerek bildirsem de, bu yazıda sizlere sosyal medyanın neden gerekli olduğunu ve onun gerçek potansiyelinin nerede olduğundan bahsedeceğim. Umarım güzel ve zeki beyinlerinizde bir kıvılcım çakmasına yardımcı olabilirim.
Sosyal medyayı ilk öne çıkaran nokta bağlantılılık ve ilişkiler ağıdır. 3 basamakta dünyada ulaşamayacağınız bir kişi kalmıyor. Bunu daha önce size söyleyen olmadı galiba. Daha açık olacak şekilde bahsetmek gerekirse : arkadaşlarım, onların arkadaşları ve onların arkadaşları şeklindeki ağın kapsamı içerisine Papa bile dahil oluyor. Yani ilginç bir içerik hazırladığınızı düşünün, kitleler harekete geçti ve insanlar içeriğinizi deliler gibi paylaşmaya başladı. Evet aklınızdan geçen doğru, Papa bile markanızı görecek. Ama yüksek ihtimalle kendisi değil hesaplarını yöneten danışmanları görecektir.
Bu ilişkiler ağını herhangi bir pazarlama aracında bulmanız mümkün değildir. Sakın yanlış anlaşılmasın ben televizyon, radyo ve basılı medyayı yok saymıyorum. Onların değerini tartışmak bana düşmez. Benim kızdığım televizyon reklamlarına 10 milyon harcayan, geçen sene ödül almış lider abimizin sosyal medyaya yatırım yapmak istememesi. Sorunu ekonomik değil, tamamen kafada. Tüm bu araçları harmanlayarak bir arada kullansa markası hakkında nasıl bir farkındalık yaratacağından habersiz üstün yöneticilere gerçekten üzülüyorum. Aslında o İngiltere’de yaptığı MBA diplomasının kapsamında keşke biraz vizyonda olsaydı güzel olurdu.
Şimdi ben kendilerine soruyorum. Sizin televizyon reklamınızı izledim, acayip beğendim harcanan milyonlara tamamen değmiş. Tek tuşla 10 saniye içinde arkadaşımında izlemesini istiyorum sizce bunu nasıl yapabilirim? Tıkandığınızı hisseder gibiyim, düşünün bakalım Smart TV’ler bu şekilde bir hizmet sunuyorlar mı?
Sosyal medyanın asıl gücü bağlantılardan ve ilişkilerden gelir. Markanızın son kullandığı teknoloji değil, sahip olduğu ilişkiler onu değerli kılar. Apple’ın bu kadar değerli olmasının sizce tek sebebi sahip olduğu teknoloji mi? Ben eminim diğer markalarında aynı teknolojilere sahip olduğundan. Eksik olan ne biliyor musunuz? Gerçek ilişki. Kendi açımdan söyleyecek olursam yanımda asla Apple hakkında kötü konuşturmam ve saatlerce sürecek tartışmalardan hiç bir zaman kaçmam. Ve üzücü olan Apple bunun için bana tek bir kuruş ödeme yapmıyor. İşte Apple’ın gerçek gücü burada yatıyor. Gerçekten size bağlı bir topluluğa sahip misiniz? Lütfen bir düşünün. Bugüne kadar milyonlarca dolar harcağınız TV reklamları bu şekilde sadık bir kitle yaratamadıysa neden yeni yöntemleri denemekten bu kadar korkuyorsunuz. Kaybedecek neyiniz var!!!
Klasik pazarlamayı bir düşünelim. TV, gazete reklamları verdik. Geri dönüşü nasıl alırız? Maalesef alamayız. Araştırma şirketinin güzel olanına bir dünya ödeme yaparız. Onlar sokaklara çıkar, insanlara sorular sorar. Bakalım markanızın reklamı hatırlanıyor mu? İnsanların 20 saniyede akıllarında kalmak gibi imkansız bir işle bu kadar uğraşacağınıza neden onlarla her gün sohbet etmiyorsunuz. Sosyal medya bize çift yönlü iletişim imkanı sağlar. Yeni nesil iletişim derken bundan bahsediyorum. Siz insanlara bir şey sunarsınız ve onlarda size anında olumlu ve olumsuz tepkilerini aktarır. Yanlış yaptığınız şeyleri görürsünüz, belki çok güzel bir fikir gelebilir bir takipçinizden. Neden insanları iş yapış süreçlerinize entegre etmekten bu kadar korkuyorsunuz? Kendinize biraz güvenin. Eleştirilmekten ve koltuklarınızı kaybetmekten bu kadar korkarsanız her an ortaya çıkan yenilik ve başarı hikayelerinde adınızın olmasını bekleyemezsiniz. Bırakın insanlar sizi sosyal medyada eleştirsin. Orada olmazsanız sizi eleştirmeyecekler mi sanıyorsunuz, çok yazık. Benim size tavsiyem bırakın insanlar şikayetlerini size söylesinler, bu şekilde onları çözmenizin bir imkanı olur. Hiç düşündünüz mü acaba neden sosyal medyayı başarılı olarak kullanan firmalar bundan hiç medyada bahsetmiyor? Ben nedenini söyleyeyim, sizi uyandırmamak için. Onlar başarının keyfini sürerken neden bahsedip rakibide harekete geçirsinler. Ben aslında size iyilik yapmak istiyorum, artık harekete geçin!!!
Bu arada son verdiğiniz TV reklamıyla ilgili bir uyarıda bulunmak istiyorum. Televizyonda ne zaman reklam çıksa ben ya kanalı değiştiririm ya da sigara molası için balkona çıkarım. Üzgünüm ama diğer insanlarda buna benzer hareketler yapıyor. Gitti güzelim milyonlar çöpe
Şimdilik bu kadar yeter. Yazı dizimize daha sonra devam edeceğiz. Dijital bir stratejist ve marka danışmanı olarak sizleri kaçırdığınız fırsatlar konusunda klavyem bozulana kadar uyarmaya devam edeceğim. Eğer bu davada benim yanımdaysanız ve benzer fikirlere sahipseniz, lütfen yazıyı paylaşın ve daha fazla insana ulaşalım. Teşekkür ederim…
Alıntıdır...